haberimeser.tr.gg
  Sabri Özcan
 



İSLAM, KURAN-I KERİM ve  GENÇLİK..

 

 

Allah’ın bizim için indirmiş olduğu Kuran-ı Kerim’i ne kadar çok okuyoruz. Ve Kuran –ı Kerim’e ne kadar değer veriyoruz. Acaba hayatımızın herhangi safhasında Kuran-ı Kerim bizim için ne kadar değerli? İçinde bulunduğumuz toplumda dinimizi ne kadar biliyor ve insanlığa gönderilen Kuran-ı Kerim’i ne kadar okuyup hayatımıza dahil ediyoruz? Sadece raflarda süslü püslü muhafazalı bir biblo gibi duran Kuran-ı Kerim’i okuyup uygulamazsak onu nasıl anlayabiliriz? Toplumda gördüğüm kadarıyla gençlik ciddi bir kaosun içinde sıkışarak kendisini cep telefonu ve internet gibi ruhsuz bir teknolojiye kendisini esir ve mahkum etmiştir. Gençlik yani yeni jenarasyon, namazını orucunu ve en önemliside Allahını dinini ve peygamberini bilmeden yetişmektedir. Sokaklarda ve internette bedava İncillerin dağıtıldığı ve reklamlarının uluorta yapıldığı günümüzde bu durumun vehametini daha iyi anlayabiliriz. Gelenekleriyle bağını koparmakta olan gençliğin gündelik hayatına dair küçük bir misal verelim. Allah Kuran-ı Kerim’de ne demiştir hatırlayalım: “Anneniz ve babanız yaşlandığında onlara öf bile demeyiniz “buyurmuştur. Peki biz yeni yetişen jenarasyonda bunu güven duyarak görsbiliyor muyuz? Tabii ki hayır. Nitekim, başta Allahına ve peygamberine saygısı kalmayınca, annesine ve babasına da sevgisi kalmamıştır. Sonuç olarak da her yerde mantar gibi yaşlılar için huzur evleri türemiştir.

 

Tabii bütün bunlar sebepsiz değildir. Allah’ın bize rehber olarak gönderdiği İslâm dinin içinden yıllardan beri süregelen cehaletle, Kur’andan beslenen dini çıkarmışlar ve Kuran- ı Kerimle hiç uzaktan yakından ilgisi olmayan  batıl  inanışları buna uydurmaya çalışmışlardır. Dolayısıyla nesiller Hz. Muhammedin getirdiği o nezih dînî menbadan değil de yanlış inanışlardan beslenmeye başlamışlardır.

 

Öyleyse Kuran-ı Kerim niçin var? Madem Hz. Muhammed örnek insandır diyoruz da neden onun merhametinden hayatımıza örnekler almamışız?  Onun örnek davranışı annesiyle babasıylâ konuşma uslûbunu kendi hayatımızda da ugularsak o zaman bize faydası olacaktır. Acaba hayatımızın hangi alanında Allahın bizden razı olacağı şeyleri yaptık ve yapmaya devam ediyoruz? Rabbimiz Kuran-ı Kerimde mealen şöyle der: “Duanız olmasa size niye kıymet vereyim” buyurur. İşte Müslüman yani mümin kendisini sorgulamalı  acaba ben Allahın rızasını kazanmak için ne yaptım diyerek günlük muhakemesini mutlaka yapmalıdır. Dale Carnegie bir eserinde Henry Ford ile yaptığı söyleşiden bahseder. Henry Ford, kendisine her akşam yatmadan evvel dua ettiğini, âdeta Onunla konuştuğunu, içini döktüğünü anlatır ve sonra şöyle der:” – Tanrım, ben senden bazı şeyler istedim ve sana içimi döktüm, fakat biliyorum ki, sonunda mutlaka senin istediğin olacak” der. Burada hiç değilse en azından Henry Ford kadar Allaha kulluk yapıp yapamadığımızı sorgulamalıyız. Burada anne babaya düşen görev çocuğa Allahını peygamberini ve en önemlisi de Allah korkusunu ve dinin güzelliklerini kalbine aşılaması olacaktır. Hep düşünmeliyiz,acaba hayatımızın hangi merhalesinde Allahın bizim için gönderdiği ve istediği dini yaşayabildik ve hayatımızın hangi safhasında (Hz. Muhammed s.a.v.) örnek aldık, hangimiz onun güzel ahlâkıylâ ahlâklandık? Benim niyetim yeni jenerasyona suç bulmak değil, toplumsal eksikliklerimizi görmeye çalışmaktır. Evlâtlarını iyi yetiştiren anne - baba ilk önce Allahın rızasını kazanır sonra da toplumun içinde kendisine iyi bir yurttaş olarak yer açılmasını sağlar. İnşallah bu yeni nesil, Allahını peygamberini iyi bilen, sorumluluklarını öğrenen, yarınlarımızın yükünü taşıyacak güçlü bir nesil  olarak yetişir. Rabbim bize görmeyi nasip etsin inşallah.

 
sozcan1981@mynet.com

 
  Bugün 8 ziyaretçi (14 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol