haberimeser.tr.gg
  FUNDA DEMİRKAYA
 
FUNDA DEMİRKAYA

Memurlara Yeni Yasa

Çok polemik getiren bir eleştiri yazısı yazmışım farkında olmadan. Öncelikle yazılarımı okuyup değer veren, olumlu yada olumsuz yorumlarını esirgemeyen herkese teşekkür ederim.. Dün, gece haberlerini izlerken, memurlarla ilgili yeni bir yasa çıkacağını öğrendim. Görevli memur eğer halktan birine kötü muamele edecek olursa ceza alacakmış. Hakaret edip fiziksel saldırıda bulunursa görevinden alınacakmış. Bunu duyduğuma çok sevindim.  Demek ki benim gibi bu durumu fark edip önlem alınması gerektiğini düşünen birileri olmuş. Umuyorum ki bu yasadan sonra insanlara kötü davranan bazı memurlar daha güler yüzlü ve daha anlayışlı olacak. İnsanlar çirkin davranışlarla aşağılanmayacak ve kendilerine zorunlu da olsa saygı duyulacak. Bu arada unutmadan beni basın mensubu zanneden okuyuculara buradan BASIN MENSUBU OLMADIĞIMI söylemek isterim. Saygılarımla..

fundademirkaya@gmail.com

BİRİ ŞU SİSTEME RESET ATABİLİR Mİ?

Sabah ofise geliyorum. Kapıya postacının bıraktığı sarı geldik bulamadık tadında bir kağıt sıkıştırılmış. Üzerinde adım yazıyor. Funda demirkaya Evet soy ismimin ilk harfi küçük yazılmış özensizce. Saygılı devlet memuru diye kısa bir süre takılıyorum bu eğri büğrü yazılara. Sonra sarı kağıdın üzerindeki tarihe bakıyorum.
28.04.2010 yazıyor. Üzerinde de T.M. 16.00 yazıyor. Ama ben dün tüm gün ofisteydim diyorum kendi kendime. Neyse deyip postanenin yolunu tutuyorum ne geldi acaba merakıyla. Postanedeki yaşlı memur bayan, gözlüğünü burnun üzerine düşürüp evrakların içersinde ismimi arıyor. bizde yok evrağınız diyor. nerde peki diyorum. PTT Kargoya sorun diyor. Nerde PTT kargo diyorum. Anasının dininde bi yeri tarif ediyor. Taaa oralara gitmiyim şimdi bi telefon yok mu diyorum. Telefonu söylüyor çıkıp ofise geliyorum. Ptt kargoyu arıyorum onlarda orada olmadığını söylüyor. İçimden Funda yine seni buldu işte böylesine saçma bi durum diyorum. Kayıp mı peki benim postam? Hayır dağıtıcı arkadslara sorun diyor. Nerden bulayım dağıtıcı arkadaşları diyorum. Yani filan gbi bişey geveleyip bi telefon söylüyor. Arıyorum. Telefonu açan yine sesinden belli agresif bir devlet memurumuz. Diyorum adıma posta varmış sizde mi? Memur azarlar bi ses tonuyla neredeyse ne arıyosun lan diyecekmiş gibi konuşuyor benimle. Evet diyor paket bizde. Getirecek misiniz diyorum? e biz geldik artık siz geleceksiniz diyor. Ama dün ben hep yerimdeydim gelmedi kimse diyorum. Hanfendiii diyor biz gelmiyoruz siz geleceksiniz Tamam diyiip kapatıyorum. Kağıda yeniden bakıyorum. Sinirleniyorum. Oraya gitmek mesele değilde ortada görevini adam gibi yapmayan biri var! Neden ben zamanımı harcamak zorunda kalayım onlar yüzünden??? Yeniden arıyoruz. Diyorum beyfendi ben 4te ofisteydim sizin getirmeniz gerekiyor. Memur esip gürlüyor hadi yaa kapa şunu hadiii filan deyip suratımıza telefon kapatıyor. Arıyoruz yeniden sicil numarasını soruyoruz. Vatandaş olarak şikayette bulunmak en doğal hakkımız nihayetinde. Diyor ki gel sen burda hallederiz. Ben 25 yıllık memurumm bee yuhhh bir de tehdit ediyor. 55 yaşında olman 25 yıllık memur olman seni kendi gözünde ne tip bir statüye sokuyor bilemem ama 55 yaşına kadar saygı namına tek birşey öğrenemediğin kesin. NEDEN PTT TELEFON GÖRÜŞMELERİ KAYIT ALTINA ALINMIYOR BANKALARDA OLDUĞU GİBİ??? Rezalet!! Bunu yapan çok kutsal bir iş yapıyormuş gibi BEN MEMURUMM!! ZAM YAPINN DİYE ortalarda dolaşan, hani maaşını bizim vergilerimizle alan, vatandaşa hizmet etmekle yükümlü kişi! MEMURRR!! Biraz sonra sabah kapıya o notu yazan PTt görevlisi geliyor ofise. Hayırdır diyo bi sorun mu var? Kağıdı alıp ayağa kalkıyorum. Siz mi bıraktınız bu kağıdı? Evet sabah bıraktım Ama burda dünün tarihi var. aaa yanlış yazmışım, düzelteyim deyip tarihi düzeltiyor kalemle. Bu kadar büyütmeye gerek yok 4ten sonra şurdan gidip alın diyor. İyi de hatalı olan sizsiniz siz getirin diyorum. Hala bana bizim hatamız ne? diye soruyor.. Deliricemm!!Lanet olsun yaa..Artık devlet bankalarında, resmi kurumlarda 40 yaş üstü, moruğu çıkmış, saygıyı sadece otobüste gençlerin kendisine yer vermesi zanneden insanları görmek istemiyorum! Bankalarda hala o yaşlılar ne emekli olucam konuşmaları yapıyor. Olmayın emekli filan. Açmayın gençlerin önünü! Orda o kasanın başında ölünn! Hatta siz öldükten sonrada ruhani benliğinizle hesaplara filan göz atın. Hey Allahım yaa!! Reset atsın biri şu sisteme yaa!! Bıktım insanların yan gelip yatarım, rahatımı bozanın ağzına ....arım.. triplerinden. Devam edelim emi. Hakkımızı asla aramayalım. Koyun gibi hiçbirşeyi önemsemeden yaşayıp gidelim öyle. Birileri zamanımızı mı çalmış? Sinirlerimizi mi bozmuş? Bozuk paralarımız mı gitmiş boşverelim.. hay ben ne diyim yaa!!!

fundademirkaya@gmail.com

Yeni takıntıları emoluk

Gün geçmiyor ki gençler yeni bir akımın peşinden sürüklenmeden. Şimdilerde diğer tarzlara nazaran popüleritesi yüksek olan ve ciddi anlamda büyük bir kitleyi peşinden sürükleyen bir akım var ki o da emotional punk. Yani gençlerin kısaca emo diyerek, garip perçemlerle, dinledikleri müziklerle, heryerinden düğmeler sarkan kıyafetleriyle kendilerini ifade ettiklerini düşündükleri bir nevi müziğin yaşam tarzı halini aldığı, büyüklerinse genelde yadırgadığı oluşumdur. Bana sorarsanız yine bir çok genç arkadaşım ne anlama geldiğini bilmeden yalnızca dış görüntüsüyle kendisine  emo derken gülünç duruma düşüyor. Çünkü, hangisine sorsam nedir bu emo diye yanıtını alamıyorum. Dedim madem bu kadar çok sevildi bu emoluk ben onlar için birazcık anlatayım. Müzik döngüselinde; emotional hard-core olarak define edilen, yalnız ve pişmanlık dolu sözel düşüşü ifade eden bir akımdır. En iyi örnekleri: smoking popes, new amsterdams, promise ring ve bad astronaut kanımca. Jew, the get up kids ve hot rod circuit gibi daha mainstream örnekleride gözden kaçırılmamalıdır tabii. Emo aslında; melodik hardcore'un kendi içsel çelişkilerini yansıtma amaçlı gelişen bir arena-nın üstten resmedilmiş halidir. Yaratıcı insanların belirli kalıpları esnetme zorunlulukları, Amerikan topraklarına girdiği anda insanın uğraştığı meselelere bir artı katma içdürtüsünü tetikliyor. ABD'nin kurumsal yapısı bir yana, kültürünü betimleyen vahşi tutumun daha fazla para kazanmak için törpülenen standart hali, yalnızca müzik türlerini değil bir çok dalı değiştirmiştir. Ancak tabii ki gençlerle etkileşimi en yüksek dal olan müzikte bunu daha vurucu olarak görmekteyiz. Black metal'in gelenekten gelen duruşu veya metalcore'un zorunlu bir evrim olması, emo'nun belirli bir moda akımının parçası olması kadar belirleyici değil. Fugazi'nin repeater'ının bir fall out boy yaratması o yüzden tam bir aldatmaca, silik bir vurgundur. Duruş müziğin önüne geçerse-ki, klip çekmek 2000 satan bir albümü 20000 satan bir albüm haline getirmenin konuşma trendinde ki eksikliğidir. Süre piyasanın lehine işlerken senin bağımsız halin üzerine bir masa dönmeye başlamıştır. Özünde özgürlüğün kutlaması olan herhangi bir tınının, zamanla seni tutsak eden bir görsel yelpazeyle birlikte sunulması, savaşları meşru kılan aynı söylemin farklı bir boyutundan kopan bir başka halinin dönüp sana bakması anlamına geliyor. Buna da farkındalıkları fazla olan abilerimiz iç savaş diyor hiç çekinmeden, kısaca.. Bu konuda tavsiyem şudur ki; hayatlarımızda esinlenmeler mutlak ki olacaktır. Önemli olan akımların bizi değil bizim akımları kullanmayı becerebilmemizdir. Yine her zaman olduğu gibi büyüklerin gençleri yargılamadan anlama yoluna gitmesini ve bir zamanlar onlarında kendi şartları altında genç olduklarını hatırlatmak isterim. Her kesimin birbirini anlayabildiği yabancılaşmamış bir toplum dileklerimle..



fundademirkaya@gmail.com
 
  Bugün 19 ziyaretçi (165 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol