haberimeser.tr.gg
  Halime Gürbüz
 
KOD ADI SİMLİ PEMBE  6523
Pembe Zamanlar.

Yâd...

‘Saf acı’dır babanın ölmesi... Kalbin üzerine inen yumruğun acısıdır!.. İçini sızlayan açık yaralar kaplamasıdır. Mezarlıklara dikilen çiçeklerle boy atar babası ölen çocuklar. Özlemlerden, yarım kalan umutlardan, kırık kanatlarından oyuncaklar yapar, oynarlar...
Bir gün yalnız uzandığın yatağında yetim bir çocukla uyanmaktır babanın gitmesi!.. Tek renk bir yapbozun kaybolmuş parçası gibi kalakalmaktır... Sen gibi, cam kenarındaki sardunyalar da cansızlaşır. Güneşe değil, artık kimsenin oturmadığı ‘o’ koltuğa döner yaprakları... Hüznün sindiği duvarlara yapılan her konuşma kesik kesiktir. Zannedersin ki; giden babanın konuşması gereken yerlerdir o susulan anlar. Sağır eder sessizlik, açar ağzını, konuşamaz...
Evin direğinin yıkılmasıdır babanın ölmesi!.. El ele verip çöken damdaki kiremitler, yerine konmaya çabalanır ama hep bir yerlerde eksik kalır. Çatı başımızda duruyor zannederken, ilk yağmurda inceden inceden ıslanılır...
Onun yerine çiçekleri koluna takıp kabristana gitmektir, babanın ölmesi!.. Koyu keder rengi gözlerle yarım kalmaktır... Yetim kalmaktır... Kalbinin odacıklarını kilitleyip anahtarları üzerinden temizlediğin otlarla birlikte atmaktır...
Babanın ölmesi boşluğa haykırmaktır, defalarca seslendiğin gibi ona soğumadan önce. Dört mevsimi de sonbahar kaplar bencilce... Sen gibi çırpınır tellere takılan uçurtmalar, bir ölünün iç çekmesi olur rüzgar...
Sana da önce alışmak, sonra unutmak, en sonunda da hatırlamak düşer!
Yüreğini yamasan da tüm eskilerden, belki de bir ömür,’ tek bir anıyı’ ağırlamakla geçer!..
***
Aramızdan ayrılışının on dördüncü yılında bugün SDÜ Prof. Dr. Hasan Gürbüz Meslek Yüksekokulu’nda anma törenleri yapılan sevgili babamı rahmetle anıyor, dua bekliyoruz efem...

> Ni­nem diyor ki: Babaya dayanma, karıya güvenme.

 

halime.gurbuz@tg.com.tr



Çizmeli kedi

“Moda denilen şey o kadar çirkindir ki, onu her altı ayda bir değiştirirler.” Oscar Wilde
Şu sıralar şık bayanlar arasında pek moda olan plastik çizmeleri gördünüz mü? Hani balıkçıların, avcıların giydiklerinden, dize kadar plastik. Çöpçüde var... belediye işçisinde var... köylüde ise yıllar yılı var...
Marc Jacobs ve Burberry’nin tasarımcılarının müthiş keşfi bu çizmeler. Adamlar lastiği, (köy yerinde plastik çizme denmez buna, direk ‘lastik’ denir) boyamış, beneklemiş satıyor... Böylesi bir ‘anasının eşeğini boyayıp babasına iki katına satma’ vakası Kayseri’de bile yaşanmadı!..
Daha dün giy desen “Ayy igreeançleer” diyecek, köylünün amelenin ayağında gördüğünde pis pis bakagelen steril temiz semiz toplum insancıkları bu lastikleri canhıraş ayağına geçiriyor. Ey moda, ey moda sen nelere kadirsin!.. Bunların düzünü Kulaksızların Mehmet Emmi dama girerken, tezek kürürken giyiyor, desenlisini sosyetikler havalı diye...
Kadında ayakkabı zevktir, zarafettir anacım, giymeyin abidik gubidik! Hayır bir de dünyanın parasını ödüyorlar. Üç yüz elli teleye kadar çıkıyor fiyatları. Kapış kapış... Havalar da bin beş yüz... Usulca birinin yanına yanaşıp sapık ve sabit bakışlarla “hişş, bak bi, o lağımcı çizmesine onca parayı ne döktün şaşkın!” diyesim var... Kardeeş, nalburdan al nalburdan. Orda çok daha ucuz. Hem para üstü çıkmazsa beş altı tane inşaat çivisi alır, batıra dele özgün desenler yaparsın çizmene!..
Şaşırıyorum, anlamlandırmaya çalışıyorum ama olmuyor... Şeheeerli bağyanların köylümüze “ben de sizden biriyim; ben de tütün dizer, buğday biçer, karık açar, bağ bostan sularım” mesajı mı ki? İşçi sınıfı ve burjuvanın kaynaşması mı ki? Hayır, bu olsa olsa, moda adı altındaki saçmalıklar zincirinin son halkası... Tıpkı kıyafetin üstüne atleti ters giydirdikleri, kombinezonu elbise diye yutturdukları, “saçlarda karamel rengi ve ara tonları” sloganıyla kadınları tepesi paslı vida şeklinde dolaştırdıkları gibi...
Şahtınız şahbaz oldunuz desenli lastik çizmelerinizle. İnşallah bir gün çöpçülerin yanından geçerken kaytarıyorsunuz zannederler de, yersiniz süpürgeyi! Ne kadar sinir olsam da giyiyorlar arkadaşım, ne yapayım, hepsini toptan yakamam ya! Ama sırf gıcıklık olsun diye içlerine kurt düşürebilirim... İşteee son komplo teorim; moda, bir kısım yumuşak modacıların “kadınları çirkinleştirelim de erkekler bize kalsın” düşüncesiyle tasarladığı, hatunların da ‘modaymış’ çığlıklarıyla akıllarını mağaza girişinde bırakıp şebeğe döndüğü akımlar bütünüdür...

Ni­nem diyor ki:
El ağzına bakan sel ağzına yuva yapar...


halime.gurbuz@tg.com.tr
 
  Bugün 15 ziyaretçi (108 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol