haberimeser.tr.gg
  BÜLEN ESİNOĞLU
 


 

Ret Etmedik Bir Vicdanımız Kalmıştı

Bülent ESİNOĞLU

Emperyalizmin ideologları, girdikleri ülkelerin içinde, dirençleri kırmak için her yola başvururlar

Türk Silahlı Kuvvetlerine bir başka cepheden saldıracaklar ya, bu kez vicdandan girdiler.

Vicdanı olmayanlar, vicdanı da kullanmayı başardılar.

TSK’ye  “son altın vuruşu” gerçekleştirmek için harekete geçtiler.

Ben askere gitmiyorum. Vicdani Ret yapıyorum dediğinizde, artık askerliğin dışında kalmış olacaksınız.

Birileri sizin güvenliğiniz ve birliğiniz için ölecek, onun size sağladığı vatan içinde sizde vicdanınız rahat olarak yaşayacaksınız.

Birliği, değerleri, güvenliği, varlığı ret’tir, vicdani ret.

Birlik olmak, birlikte olmanın verdiği kuvvet-e dayanmak, insanları güven içinde tutar.

Vicdani ret; tüm bu bunlara karşı olan istektir. Ben toplum önünde, kanun önünde eşit değilim, birliğin verdiği güvenden yana değilim demenin ifadesidir.

Birliğin ve birlikte olmanın sağladığı güvenlikten ve onun askeri örgütünden yana değilim demektir.

AKP emperyalizmin talimatlarının birini daha meclise getirecek.

Batının yozlaşmış toplumunda ne varsa onu Türkiye’ye taşımak, sözde muhafazakâr ve dindar olan bir partinin görevi oluyor.

Allah kimseyi işbirlikçi yapmasın.

Eğer Amerika veya Batı, AKP’ye dininden vazgeç dese, iktidar için hemen onu da yapacak tıynette görünüyor.

Vicdani ret, vicdansızlıktır.

Çok kimse askerden kaçmak ve görevi başkalarının üzerine atmak gibi, ahlaki olmayan bir yol tutacak.

Bir ülkeyi yönetenler kendi ordusu ile böyle savaşır mı?

Şimdi ki görünümü ile vicdani ret yasası; TSK’ni imha yasasıdır.

Askerliği paralı yapmanın başka adıdır. Parası olanların askerlik yapmadığı, vatanı savunmanın garibanların sırtına kaldığı bir sistem. Vicdansız bir sistem.Eşitlikçi olmayan bir sistem, demokrasi adına gelmiş olacaktır.

Etrafı ateşle çevrili bir ülkenin, böyle bir yola girmesi, sadece Amerika’dan alınan talimatlar ile olabilir. Yoksa zaten çökmüş ve kendine dermanı olmayan AB yasalarına uyum masalı, sadece masaldır.

Amerika’nın yeterince kullanamadığı TSK’ni imha etmek için AKP’ye verdiği bir talimatıdır.

Vatan savunması yerine emperyalizmin çıkarlarını savunacak bir tertibin daha başlangıcındayız.

TSK’nin başındakilerin, böyle bir şeyi kabul etmemesi vatan savunması sorumluluğudur.

15.11.2011, bulentesinoglu@gmail.com
_____________________________

Kan Üzerinden Yeni Anayasa

Bir ülkenin 13 askeri şehit olduğunda, televizyon programlarını normal
yayınına devam ediyorsa, kimse benim milletim, benim devletim var
demesin.

Şehit haberleri verilirken, kanal değiştirip, eğlence kanalına
dönüyorsa, o bu ülkenin insanıyım demesin. Ben Amerikalıyım desin. Ben
Avrupalıyım desin. Ne derse desin ama ben bu ülkenin vatandaşıyım
demesin.

Halkımız duyarsızlaştıkça, saldırılar artıyor. Şehitler kanıksanıyor.
Günlük vaka gibi algılanıyor.

Rejimi değiştirenler artık millet tanımını da değiştiriyorlar. Çünkü
Büyük Ortadoğu Projesi bir pakettir. Ülkenin rejimini
değiştirtiyorsanız, millet tanımını da değiştirmek zorundasınızdır. İç
ve dış düşmanların yeni Anayasa diye çığlıklar atması nedendir. Türk
insanının, hatta Kürtlerin Anayasa değişmesi talebi mi var? Talep
Bölücü Kürtleri kullanan Amerika'nın talebidir.

Dün 13 şehidimizin haberi verilirken, Diyarbakır'da toplanan Bölücü
Kürtler, Demokratik Özerklik ilan ettiler.
Anayasa değişikliği talebi halkın talebi değildir. Halkın talebi iş'tir.

Terör tehdidi altında Anayasa yapılmaz. Yapılsa da bu Anayasa bu
milletin Anayasası olmaz.

AKP iktidarının başı ve eşbaşkan, zaten Büyük Ortadoğu Projesinde
Diyarbakır'ı merkez yapacağını 2004 yılında ilan etmişti. Şimdi artık
bu gerçekleşme yolundadır.
DTP'de buna uygun olarak, Diyarbakır'da parlamentosunu topladı.

Yeni Anayasa'nın Türkiye'nin önüne konduğu günlerde, halkı çaresiz, bu
anayasayı yapmaktan başka çaremiz yok konumuna taşındı.

Dünkü PKK operasyonu da bu yılgınlığı pekiştirmek ve AKP'nin
getireceği Anayasaya razı etmeye yöneliktir. Amerikan paketinin bir
parçasıdır. O kadar öyledir ki, CIA istasyon şefi Gream Fuller
kitabında, ilk kez Yeni Türkiye'yi tanımlarken, Yeni Anayasa demişti.

Ne hikmetse, yeni lafı hiçbir zaman bizim aydınımızın, bizim devlet
adamımıza ait olmadı. Hep Batının tanımlamaları arasında yer aldı.
Onlar tanımladı bir yaptık. Tıpkı, Yeni CHP ve Neo-Kemalizm'de olduğu
gibi.

Bu paket, Ulusal devlet ölmüştür. Ulusal devlet ölmüşse, ordusu da
yoktur. Düşüncesini ürettiği anlayıştır.

Tutuklanma tehdidi altında olan bir subayın dağda savaşacak hali mi
kalmıştır.  Komutansız kalan ordunun, bu zayiatları bence olayın
tabiatına uygundur.

Ordumuza sahip çıkmazsak, ulus devletimize sahip çıkamayız. Tüm
ülkeler, ulus devletine sahip çıkarken, tutuklanan generaller için
yargı çözer yalanına sığınmamalıyız.
Çuval olayında, Amerika Türk ordusunun "onurunu" test etti.
Tepkilerini kontrol etti. O gün bu gündür, ordumuz zayiat vermektedir.
Savunmadadır. Amerika taşları bağlamış, itleri ordunun üstüne
salmıştır.

Bölücü Kürtlerin bir stratejisi var. Biraz siyaset, biraz terör
saldırısı ile Anayasa'yı değiştirtmek için, iç savaş sürdürüyor.

Bu noktalara, Amerikancıların hep şu sözü ile geldik. Otuz yıl ordu
savaştı da ne oldu." Ya savaşmasaydı ne olacaktı" sorusunu sormak
yerine emperyalizmin ajanları bize bu cümleyi kurdurttular.

Emperyalizmi kavrayamadığımız için, emperyalizme emperyalizm
diyemediğimiz için bu kötü günlere geldik.

Ordunun elini kolunu bağladık. PKK ile savaşanları hapse attık. Sonra
da şehit haberleri gelince, televizyon kanalını değiştirdik.

Şimdi onlar bizim askerimizi katlediyor. Biz bölücülere "demokrasi"
sunuyoruz. Yeni Anayasa sunmaya hazırlanıyoruz.

AKP kalırsa ulus devlet de, onun ordusu da, askeri de kalmaz.
14.7.2011, bulentesinoglu@gmail.com

Bülent ESİNOĞLU

 
  Bugün 10 ziyaretçi (43 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol